EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar “Sanayi Sektörü 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 40,3 ile 1999 sonrası dönemin en yüksek ikinci çeyrek büyümesine imza atarken, sanayi sektöründeki istihdam da yüzde 14,4 oranında arttı. Salgın süreci de bir kez daha göstermiştir ki, daha fazla ve daha nitelikli sanayileşmekten başka şansımız bulunmamaktadır” dedi.
2021 yılı ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası(EBSO)Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Ender Yorgancılar “Covid-19 salgının ekonomiyi felce uğrattığı 2020 yılı ikinci çeyreğinin yarattığı baz etkisi nedeniyle son 20 yılın en yüksek ikinci çeyrek büyümesi yakalanmıştır. Bir anlamda ekonomi yaralarını sarmaya çalışmıştır. Salgından en fazla etkilenen sektörler olan hizmetler ve sanayi sektörü 2021 yılının ikinci çeyreğinde beklendiği gibi büyümenin lokomotifi olmuştur. Harcamalar boyutunda ise özel tüketim ve yatırımlar dengeli büyürken mal ve hizmet ihracatındaki yüzde 60 düzeyindeki artış dikkat çekicidir. Dolayısıyla tüketim, yatırım ve ihracat büyüme üzerinde belirleyici olmuştur. Bu veriler üretimde dengeli, harcamalarda ise iç ve dış talebin eş anlı devreye girdiği iki kanatlı bir büyümeye işaret etmektedir. Ancak yüksek işsizlik ve enflasyon, hızlı nüfus artışı ve çok sayıdaki sığınmacı ve genel olarak halkın dolar bazında fakirleşmesi gibi yakıcı sorunlar varolmaya devam etmektedir. Gelinen noktada büyümenin sadece konjonktürel değil, yapısal dinamiklerden de sürekli beslenir duruma gelmesini sağlayacak makro iklime ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.
2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 40,3 ile 1999 sonrası dönemin en yüksek ikinci çeyrek büyümesine imza atan sanayi sektöründe istihdamın da yüzde 14,4 oranında arttığına dikkat çeken Yorgancılar “Salgın süreci de bir kez daha göstermiştir ki, daha fazla ve daha nitelikli sanayileşmekten başka şansımız bulunmamaktadır. Yılın ikinci çeyreği itibariyle; ülkemiz üretiminin yüzde 26,5’ini gerçekleştiren, altı milyonun üzerinde insana iş ve aş sağlayan, ihracatını yüzde 64 düzeyinde artıran sanayi sektörü kalkınmanın anahtarıdır. Gelinen noktada istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme ile yeşil ekonominin gereklerine uyum sektörümüzün öncelikli gündem maddeleridir. Bu gündem maddeleri ve ayrıca sektörün küresel rekabette daha başarılı olabilmesi için ihtiyaç duyduğu koşulların bir an önce oluşturulması gerekmektedir. Bu bağlamda finansman ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi, döviz kurlarının eksik değerlenmesinin önlenmesi, bürokratik süreçlerin hızlandırılması ve yeni bir ivme kazanmış görünen yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca kredi destekli iç talep büyümesi ve inşaat çekişli büyümenin sonuna gelinmiştir. Zira içerde daha çok dış ticaret konu olmayan mal ve hizmetleri üretirken dışarıdan ticarete konu olan malları ithal ederek cari açık belasından kurtulmak ve istikrarlı büyüme yakalamak olası değildir. Bir an önce sanayileşme ve ihracat ile büyümeye imkan verecek zeminin kurgulanması gerekmektedir” dedi.
Covid-19 salgınının dünya genelinde tüm dengeleri altüst ettiğini ve ekonomi yönetimlerinin böylesi bir duruma alışkın olmamalarının çözüm üretimini zorlaştırdığına da dikkat çeken Başkan Yorgancılar şunları söyledi: “Aslında niceliksel göstergelerin önemini büyük ölçüde yitirdiği, niteliksel iyileşme sıçramasına ihtiyaç olduğu bir dönemden geçiyoruz. Covid ve varyantlarının nasıl bir seyir izleyeceği ve bunun ekonomiye yansımalarına ilişkin ciddi risk ve belirsizliklerle karşı karşıyayız. Anormal bir dönemi ve süreci normal dönemlere ait anlayış ve yaklaşımlarla algılamak da, iyileştirmek de mümkün olmuyor. Covid’in devam etmesi halinde sorunlar ekonomiden sosyal ve politik boyuta doğru derinleşebilecektir. Bu nedenle hem ekonomi hem de sosyal politikalarda yeni bir vizyon ve alet çantasına ihtiyaç var. Ayrıca ekonomi ve sosyal politikaların etkinliği için kurumsal kapasitenin geliştirilmesi ve tüm toplumsal kesimlerle daha etkin bir işbirliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Biz sanayiciler olarak etkin ve işlevsel destek vermeye, ortak akıl ile ülkemiz ekonomisindeki sorunların çözümüne destek olmaya çalışıyoruz. Temennimiz salgın sürecinin öğrettiklerinin ekonominin yapısal dinamiklerinde ve makroekonomik iklimindeki sorunların aşılmasında da kullanılabilmesi, “güçlü ekonomi-güçlü Türkiye” vizyonunun en üst düzeyde gerçekleştirilebilmesidir”