Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Bloomberg HT'de çelik sektörüne ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, sektördeki güncel gelişmelerin önemine dikkat çekerek, uluslararası rekabet gücünün artırılması gerektiğini vurguladı.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ihracat bedellerinin %25'inin Merkez Bankası'na satılması zorunluluğunun azaltılacağı yönündeki açıklamasını ve ABD seçimlerinin sektöre muhtemel etkilerini değerlendirdi. Dalbeler, bu gelişmelerin çelik sektörü ve ihracatçıya nasıl yansıyacağına dair detaylı bilgiler sundu.
Döviz satışındaki esneklik çelik sektörüne güç katacak
Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ihracat bedellerinin %25’inin Merkez Bankası’na satış zorunluluğunu düşüreceklerine dair açıklamasını olumlu karşıladığını belirtti. Dalbeler, “Çelik sektörü düşük marjlarla ve büyük döviz ihtiyacıyla faaliyet gösteriyor. Bu düzenleme sektöre esneklik sağlayarak operasyonel gücünü artıracak,” ifadesini kullandı. Dalbeler, özellikle hammadde alımlarında döviz kaynaklarının özgürce kullanılabilmesinin maliyet avantajı yaratacağını vurguladı.
Dalbeler, dövizin uzun süredir sabit kalması ve TL bazındaki maliyetlerin enflasyon nedeniyle sürekli artmasının sektörü olumsuz etkilediğine dikkat çekti. “Maliyetlerin yükselmesi, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü düşürüyor,” diyen Dalbeler, sektörde asıl beklentinin dövizin faize paralel hareket etmesi ve enflasyonun iyileştirilmesi olduğunu ifade etti.
ABD seçimleri sonrası korumacılık politikaları
ABD’deki seçimlerin çelik sektörü üzerindeki etkilerine de değinen Dalbeler, Trump’ın geçmişte uyguladığı %25’lik çelik ithalat vergisinin hala yürürlükte olduğunu ve ABD’nin iç piyasasını koruma stratejisini devam ettirdiğini söyledi. Bazı ülkeler için tanınan muafiyetlerin kaldırılması durumunda, Türkiye’nin bu pazarda yeniden rekabet avantajı kazanabileceğini belirten Dalbeler, "ABD’de seçim sonrası yeni bir süreç başlayabilir, bu da sektör için ihracat açısından fırsatlar doğurabilir" dedi.
Küresel korumacılık ve Avrupa pazarında zorluklar
Dalbeler, sadece ABD değil, Avrupa Birliği’nin de son beş yılda çeşitli kota ve damping vergileri uygulayarak çelik sektörünü koruma altına aldığını ifade etti. Avrupa’daki karbon emisyonu azaltma destekleri ve milyarlarca euro tutarındaki yatırımların, Türk çelik sektörü için yeni zorluklar oluşturduğunu dile getirdi. Ayrıca, Çin ve Hindistan gibi devlet destekli sektörlerin küresel piyasada Türkiye’nin rekabet gücünü zorladığını ekledi.
"En önemli gücümüz hızla adapte olabilmek"
Dalbeler, ABD seçimleri sonrası korumacılık politikalarının değişim ihtimaline dikkat çekerek, belirsizlik ortamında Türk çelik sektörünün her türlü senaryoya hızlı adapte olabilmesinin önemini vurguladı. "Ukrayna'daki savaş gibi zorlayıcı süreçlere rağmen sektör performansını korudu; bu güç, gelecekteki zorluklara hazırlıklı olmayı gerektiriyor," diyerek esneklik ve adaptasyon kabiliyetinin sektör için kritik bir avantaj olduğunu belirtti.